7 Temmuz 2009 Salı

didikleme





yiğit'le on yılı geride bırakmışız. sıradan bir şey gibi geldi önce, düşündükçe önemini fark ettim. çok kısa bir bölümünde Ankara'daydı geri kalanı biribirimizden ayrı geçti. Kızlar çekiştirildi, erkekler çekiştirildi, yürümeyen ilişkiler masaya yatırıldı. Ortak arkadaşlar çekiştirildi. Akıllar alındı, verildi, taktikler sıralandı. Yaşıtlarımızın çoğu evlendi, 'çoluk çocuğa karıştı'. Bizim gündem maddelerimiz pek değişmedi. Son zirveden çıkan sonuç: didikleme sibel.
Aslında didiklememi istemediği kişi Ömer. Yine de net bir mesaj gibi geldi. Duymam gerekenler Yiğit'in ağzından çıktı: DİDİKLEME SİBEL.

en çok da kendini didikleme...

Saatler süren, çokça sigaranın ve kıkırdamanın eşlik ettiği Zirve'yi garson abimiz kapanış çayıyla harmanlamak istedi. Sanki buyur sen de katıl desek oturuverecek gibiydi. Fark ettik ki arkadaş sevgilinin yerini tutmaz ama sevgili de arkadaş gibi olmaz.

60 yaşımızda da kıkırdamak istiyorum. Hem sevgilimle hem arkadaşlarımla...

Yiğit, Diyarbakır'a gidiyor. 4 yılı orda geçecek, ara sıra Ankara'ya uğrayacak. Gelecek dört yılın gündeminde bakalım neler olacak?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder