2 Ağustos 2009 Pazar

ben, bizzat kendim ve Condi




eskiden havada gördüğüm her uçağa binip gitmek isterdim. şimdilerde, beni buralarda bırakmak ama yine de uzaklara ışınlanmak istiyorum. Ortadan ikiye ayrılmak gibi... Beden, et kemik kısmı otomatik pilotta buralarda... Bendeniz, bizzat artık her kimsem orda burda.

şahsen kendime gelince, insanoğlu sürprizlerle dolu. Yine de sürprizlere şaşırmak gelmiyor içimden. Bazen bazı şeyleri toprağın derinliklerine kolaycacık gömüverirken bazılarını hiç aklınızdan çıkaramıyorsun. Bacaklarının titremesine, içinin çekilivermesine engel olamıyorsun. Bazen de soğukkanlı bir katil gibi, kurbanını öylece bırakıp gidiyorsun.

Konumuzla ilgisi yok (sahi konu neydi?) ama nedense aklıma geldi. Son birkaç yıldır yıllık iznimin ilk birkaç günü mutlaka işle ilgili kabuslar görür oldum. Hepsi biribirinden absürd.

Sanırım iki sene önceki rüyamda, ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice ve o zaman Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül, bizim yazlığın çatı katında çok kritik bir toplantı yapıyorlardı. Ve Condi'ye, kendisi, ülkesi ve vatandaşları hakkında ileri geri konuşurken çok pis yakalanıyordum. Kan ter içinde fırladım tabii yataktan!

ben şahsen bizzat kendimi hiç anlayamıyorum.

not:ömer, blogu takip ettiğini dalga geçerek belli ediyor. Eksik olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder